Eylül 20, 2006

Posted in eski 4:28 pm tarafından mer

dervişin fikri ne ise zikri de o dur efendim. benim de son zamanlarda gündemimde hep aynı konu olunca yazdıklarım da kusura bakmayın hep aynı konuya bağlanıveriyor. ister “pembe dizi” diyin ister “bu kadar da olmaz ki canım” diyin ister “okumayın”. ama durumum bu. napayım ki. rol yapmayı ben hiç sevmem. neysem odur. ne düşünüyosan söylerim ve yazarım. e hal böyle olunca sanırım biraz düşüncesizlik etmiş oluyorum. çevredekileri düşünmeden yazıyorum işte. e her insan hata yapar. ama buna hata değil mutluluk paylaşımı olarak bakıyorum ben. ve mutluluğun herkesi mutlaka biryerlerde bulacağına inanıyorum. mutluluklar daim olsun inşlh…

Eylül 15, 2006

Posted in eski 1:04 pm tarafından mer

demet akalın ablamız son hitinde diyor ki ; herkes hakettiği gibi yaşıyor..
şarkı öylece çalarken radyoda bi kulak kabarttım ki bu cümleyi söyledi ve şarkı bitti. nelerden bahsettiğini tam olarak bilmiyorum başka. ama bu cümle beni nası düşüncelere daldırdı anlatamam. delimiyim neyim düşüneck şey kalmadı sanki. neyse.. herkes hakettiği gibi yaşıyr diye birşey olabilir mi?yani bi üzüntü yaşıyorsak bunu illa hak ettik biz ondan mı? yoksa imtihan mı? sanırım ikiside. yani bazı üzüntüler imtihan olarak gelirken başımıza. bazısı da sırf kendi hatalarımız yüzünden oluyor. çok ileri gidiyoruz isyan ediyoruz belki. daha çok ben şöyle düşünürüm ki Allaha karşı olan kulluk görevimizi itina ile benimseyip yapmıyorz. sorsanız herşeyi biliyoruz. dinimiz imanımız herbişeyimiz öyle yerinde ki sözde. bizden iyisi yok iman yönünden sanki. böyle konularda çok seviyorz konuşmayı,nasihat vermeyi. ama gelin görün kendimize bakmıyoruz. işte çuvaldızı kendimize hatta iğneyi de ufak ufak arada bi bi yerlerimize batırmalıyız. batırmadan olmayacak, yoksa daha da batacağız yerin dibine.

ama benim içim temiz.. Allah affeder.. :p

derler genelde ama.. inşlh Allah afffeder deyip bu blogu da bitirelim efendim. saygılar… bir diğer blog gününde görüşmek dileğiyle.. esen kalın…

yoksa yoksa??

Posted in eski 12:55 pm tarafından mer

ne “merak”lı milletiz yahu. bırakın sadece ben “merak” olayım.
aslında tamam hani tanıdığım bi insan hakkında gerçkten merak ederim neler olduğunu falan hayatında. ama ama ama… tanımadığım etmediğim bi insanın takenlığını hiç sorgulamadım sorgulamam da. yok hayır neden sorgulayım ki.
_takenmısınız?
_hayır değilim.
_ozaman takenlaşalım mı?
bu mudur yani istek?
_takenlığınız sadece rahatsız edilmemek için mi?
soruya bak. eğer öyleyse işte rahatsız ettin. ama eğer değilse ki gerçekten takensam takenım ben ya ne bulaşıyosun. aa benim rahatımı kaçırıyosun.. bulaşmamak lazım efendim.insanlar takenlıklarını rahatça yaşasınlar. bırakın..

hele bi arkadaşımız.. “yoksa yoksaa ahmdle sen mi” diyerek ne kadar da büyük bi keşif yapmış öle. o söyledi de bende anca anladım zaten. meğer benim mutluluğum ahmdmiş. iyi ki söyledin anonim kardeş. Allah razı olsun.

mutlu mutlu sinirlendiriyorlar beni. ama olsundu.ben mutluyumdu…

bir diğer değinmk istediğim konu.. flickrın fotoğraf sitesi oluşunun dışında yonjalaşması. bir tek ben mi çekiyorum bu derdi diye sorarım tüm flickristlere? nedir insanların bu kadar aranmasının nedeni efendim? hani bu tür işlerin nasıl işleyişini de iyi bilebilseler neyse. ama olmuyor böyle efendim. hangi kız “selam ey ruh” diye hitap eden birine cevap yazar ki. bak gece gece korktum…

ay pek asi hissettim kendimi. bloga,flicrka karşı direniyorum falan sanki. ben dolmuşum patladım işte böyle. kimse kırılmasın alınmasın. burası benim blogum,yazdıklarım (bak -ım eki) beni ilgilendirir. (bide seni) alınganlık falan yapıp cevap vermeye,mail atmaya kalkmamak lazım. burda kendince bloglayan biriyim şte.. flickrda da resim paylaşan biri. o kadar. (ama şaka maka 33 bin ziyaretçi olmş. vay.. kıskanma seninde olacak. hele bi bbin ol da gerisi gelir.:))

bi fikir geldi aklıma. yonjada mı fotoğraf paylaşmaya başlasam? :p

Posted in eski 12:50 pm tarafından mer

lisede müdürümüz hani öretmenimiz falan da deil resmen müdürümüz istiklal marşı öncesinde bizlere nasihat ederdi. hepimizin beynine kazınmış atasözü niteliğinde gördüğümüz cümle şudur; erkekten kıza kızdan erkeğe arkadş olmaz. olursa kocası ya da karısı olur. bizler lise hayatımız boyunca bunu dustür edinmiştik. tabii ki ilerleyen yıllarda olmadı değil. oldu arkadaşlarımız hala da var. zaten hani hiçbizaman hiçbi insan dur bi erkek arkadaşım olsun demez. hani olsunda onunla samimi olayım falan. gerçi bazen kızlardan daha iyi erkeklerle anlaşıldığı bi gerçektir bazılarında. sanırım bunun nedeni de kızların birbirlerini çekemiyor oluşları olabilir. hani hep bi yarış içinde olurlar ya kızlar. ondan sanırım erkeklerle daha iyi anlaşıldığı ileri sürülebilir. artı erkeklerde genelde esprili ve akıllı olduklarından tercih sebebi olabilir çünkü açık söylemek gerekirse kızlar bazen çok salak oluyorlar. bi espri yaptığımda anlayabilen biri olsa karşımda çok daha iyi olur değil mi :)
erkekler kız arkadaşlarla daha iyi anlaşıyormu acaba? sanmıyorum. ve tasvip etmiyorum… :p

Eylül 12, 2006

Posted in eski 11:10 am tarafından mer

nerde kalmıştık.. mutluluk güzel şey demiştik değil mi? :)
ama mutluluk da korkuturmuş insanı biliyor musunuz ? hem süper bi mutluluk yaşayıp hem de korkmak nedir? kaybetmekten korkmak değil mi? evet aynen öyle. peki aman kaybederim diye diye korkup mutluluğu yaşayamamak mı lazım yoksa anı yaşamak daha mı iyi? ya evet biz anı yaşayalım. mutlu olalım.

*

mutluyum falan ama netim yok yaa :) nolcak böle bilmiyorum. dün dışarı çıktığımda uygun bi ınternet kafe aradım bulamadım. hepsinin önünde öbek öbek serseriler vardı. burdan yetkililere sesleniyorum aile ınternet kafeleri açılsın. olmuyor böyle. rahat rahat olmak istiyorum. bide bu 146 yüzünden faturada nası değişiklikler olacak merak ediyorum açıkcası. neyse adsl parasını burdan çıkartırım belki :)

isim alıp ortalığı kasıp kavuracakken şu hale de bakınız efendim.. mcetin düşünüyorum ama abimi hep ben mcetin olarak düşünmüştüm. ben merce olabilirim belki. neyse kısmet.. zaten ben alana kadar bi isim, soyadım değişecek :p

*

işte böyle…

Posted in eski 11:09 am tarafından mer

bugünlerde…

Aşk böcüğü

Ağustos 30, 2006

Posted in eski 4:26 pm tarafından mer

mutluyken blog yazmak çok zor. bi insan mutluluğunu ne kadar paylaşabilir ki. anlat anlat nereye kadar yani. hem nazar değer korkusu da olunca insanın susası geliyor anlatmıyor. ama üzüntülü ya da kafa karışık olduğunda öyle mi.. ilham denilen o şey geliyor insanın içine oo neler neler yazdırıyor. bazen üzüntü lazım insana. ama şimdi değil. böyle çok mutluyum. bakın işte mutlu olunca sadece mutluyum deniyor deniyor öylece kalınıyor işte. hani yüz ifademi gösterebilsem bi derece anlatabileceğim mutluluğumu. ama yok efendim göremiyorsunuz. he evdekiler mi? noluyo merve neden şarkı söyleyip duruyorsun tarzında cümleler duymaktan sıkıldım. sıkıldım ama duruyor muyum? hayııır.. leyla leyla dolaşıyorum işte napalım.. kısmet buymuş :p leyla.org mu alsam :p

*

Ağustos 27, 2006

Posted in eski 11:52 am tarafından mer

diyorum hepimizin bir gizli adı olsa gerek
belki çocuk ve ihtiyar, belki kadın ve erkek
hepimiz herbirimiz gizli bir isimle adaşız
yoksa şimdiye kadar hesapların tutması lazımdı
hayatımıza kendi adımızla başlardık
bilmediğimiz bu isim hesaptaki bu açık
belki dilimi çözer, aşkımı başlatırım
aşk yazılmamış olsa bile adımın üzerine
adımı aşkın üstüne kendim yazarım..
*

öle işte…

Posted in eski 9:43 am tarafından mer

bequem.org u kıskandıktan sonra bende bu yola baş koymuştum. ne vardı ki.. parası neyse veririz dedim benimde olmalı dedim. ama gelin görün ki uzun zamandır bi isim bulamamaktayım. seçenekleri yazayım şöyle şuraya da belki oralarda süper fikirleri olan birileri vardır ha ne güzel olurdu değil mi?
*merserize
*meraklı (mer aklı)
*meridyen (pek yuvarlak)
*merdane
*mercimek
*merc
*hercumerc
*merdo (mer dondurmaları diye konseptiyle beraber)
işte böyle seçenekler var. katılımlarınızı bekliyoruz valla bulamıyorum birşey olmuyor böyle çok eski isimli kaldım. sünger falan çekmek lazım.. a birileri de çatlak.org olsun dedi ama. çok içerledim be :P

*

Ağustos 23, 2006

Posted in eski 1:37 pm tarafından mer

günlerdir bahçemizde ala kargalar bağırışıyolar. (ama ben kahkahaları olarak duyuyorum. kıkırkıkır resmen:)) ala kargalar böle gelirse bi evde öterlerse evden bi güzel haber falan çıkarmış. allah allah ne acaba? :p
ya güzel haberleri seviyoruz,seviyorum,seviyor… :p

yazlık ortamlarına alışıyor muyum neyim. yerlisi olmaya başlıcam buranın sanki. pazara falan çıkıyorum böle. bi garip haller işte. ama evimi özledim be. he tabi birde net ortamları var. ayh.. ben org falan alıp işi büyütmeyi düşünürkene babam süper bi atakla ınterneti kapattırdı. gazamız mübarek olsun. tüm millete hayırlara vesile olmasını dlerim. şimdiye kadar hayırlara fazlasıyla vesile olabildiğimi düşünüyorum. e artık ben de bi hayırım o da. o zaman ne ala değil mi efendim :p

gene buralardayız biz. ara ara gelip hal hatır sorup gideriz.
sizi seviyorum anacım… saygılar…

Ağustos 14, 2006

Posted in eski 12:19 pm tarafından mer

ilk defa kafeden blog yazıyorum. çok heyecanlıyım. etraf çocuk kaynıyo. ehe..
neyse bi selam etmek istedim. özledim be. ama artık bitti işimiz buralarda sanırım. bakalım kısmet..
kısmet demişken…
hakkaten kısmet.. hayırlısı olsun hakkımda,hakkınızda,hakkımızda…

*

Ağustos 8, 2006

Posted in eski 11:13 am tarafından mer

ismail yekanın Allah belanı versin klibini gördünüz mü? böö.. maalesef ben gördüm. şarkıyı da dinledim özür dilerim. :p klipte bağırıyo çağırıyor kendini heder ediyor işte. ama en sevdiğim sahne arabayı parçalamasıydı. nası canım çekti anlatamam. sanıırım anlatmasam daha yerinde bi hareket olacak :) bi şarkı vardır duymuştum zamanın birinde. arkadaş toplantılarında alay eder söylerdim. dayanamıcam söyliiym; aramızda ne dağlar ne denizler vararamızda yalnızca tek bir adım varşuan da bi binanın teğpesindeyimsenden snra öleceğim affet sevgiliiim.. böö
*
prison break bitti ve gene baştan başladı salı perş. günleri. bu 1.sezonun sonuydu umarım. ve yakalanmasınlar ya. tam hüzünleniyordum ki bitti zaten sinir oldum. ki eski bölümlerden birinde idam sahbasına gidiyordu abisi. ben nasıl ağlamıştım. sac çok teselli etmişti gerçek değil mer ağlama diye ama. ağlamıştım çok hüzünlüydü. ya evet benim gene ağlayasım vasr. şöyle en hüzünlüsünden bi film tavsiye edin bana :p
*
bi resmimi buldum. yırtılmış. resimde tek ben varım. ama arkasında beraberiz yazıyor. süper bi klip konusu olmaz mı ha? :) odasında dolaşan bir genç kız. bi resim bulur. gülümsüyordur resimde herzamanki gibi. sonra resmin arkasına bi bakar ki beraberiz yazıyordur. ama resimde bile yalnız kalmıştır hayatta ki yalnızlığı gibi. sonra dışarı çıkar. eğlenen insanlar vardır dışarda hep tabi. sevgililer,arkadaşlar herkes güler. sonra mesela tam bi ikiliye bakarken bi resim gibi onun gözünde yırtılır sahne. anlatabildim mi :) yolda devam ederken böyle devam eder. ikili görüntülerin hepsi tekleşir gözünde. hüzünlüdür işe gitmek istemez. bi deniz kıyısına gider. bakar bakar denize. bu arada şarkı ilerliyordur. sahilde yürür falan. sonra dönüş yoluna girer. gene hüzünlüdür ama yırttığı tekleştirdiği resimleri ikilii görmeye başlar. en azından onların mutluluğuyla mutlu olmak ister. sonra eve gider. kapıyı açar. odasına geçtiinde resmi görür. o yırtılan resmin yarısı eklenmiştir. arkasına bakar. beraberiz sonsuza kadar yazılıdır. ve kız arkasını döndüğünde onu görür boynuna sarılır falan.. ım buna bide müzik gerekiyor tabi. pinhani’den bi şarkı olsun bu klibe. zaten kliplerini beğenmedim. yani çok boş. bilgisayar ortamında yapılmış, çok şey ifade eden ama çok kimsenin anlamayacağı şeyler düşünmüştüm onlar için halbuki. dön bak dünyaya için olsun bu klip senaryosu;
yalnız kaldıysan kalkıp pencerenden bir bak(kızmız sabah bi bakar pencereden tabi)güneş açmış mı yağmur düşmüş mü dön bak dünyaya
herkes gitmişse sakince arkanı dön bir bakdostun kalmış mı aşkın solmuş mu dön bak dünyaya
bir son bahar kadar yalnız bi kış kadar savunmasız ya da ilkbaharsan yolun başındaysan…asla vazgeçmeee… (burda dönüş yolunda mini kızımız,daha gülümseyerek falan)
ya klibimizde ki kız da vazgeçmedi ve sonunda sonsuza kadar mutlu yaşadılar :) bu da pinhaniye benden armağan olsun :p

Posted in eski 11:06 am tarafından mer

günler var hayatımızda. dönüm noktası sayılacak günler. geçmişte yaşamış olduklarımız da var elbet. dönüm noktamız saydığımız. ne biliym bi üniversite sınavı falan belki. ama her dönem yeni dönüş noktaları çıkıyor karşımıza .ve bizler birşey yapmak zorunda kalıyoruz. mecburi istikametimiz var. belki 2 tane yol var karşımızda ve seçmeliyiz. ve seçtim… insanoğlunun herzaman yaptığını yaptım. en kolay yolu seçtim. birzamanlar bana yapıldığı gibi kısa yolu seçerek yoluma devam ediyorum hayatımın sonuna doğru. uzun yollar olsun istiyorum hayatımda. uzun.. hiç bitmesin… bitmeyen bir uzun yol biliyorum aslında. kısa yol seçmelerim,seçmelerimiz bitmiyor. doğruyu bulmak adına üzülüp,sevinip gene sonunda üzülüyoruz. bu üzüntüler ne zaman biter diyorum. uzun yolu bulunca bitecek mi sanıyosun diyorum.. hangi uzun yol olursa olsun bırakmayacak mı sanıyosun üzüntüler yakanı diyorum mer’e.. “bi git ya” diyor.. ama bi gitme… sanki bir yol var önümde. ve sağlı sollu tali yollar. ben hepsine bi girip çıkıyorum sanki ve büyük asfalt yolda devam ediyorum. sanırım hayatı bu yol iyi açıklıyor. tali yollarda çok oyalanmamak gerkli belki. ama girilen yolun tali yol olup olmadığını girmeden anlamıyorz bu da en büyük sorun sanırım. akışına bırakmalı diyerek kurtuluyorum bu sorundan da işte. hayırlısı… ama hep yağmur yağmaz biliyormusunuz? her insan ayrı mevsimleri yaşar. belki siz şuan hayatınızın yaz mevsimni yaşıyorsunuz. yüzünüz apaydınlık ve çevrenizi bile mutlu ediyorsunuz. bazısı da sonbahar da belki. düşünceli ne yapacağını bilmez durumda. belki de hani gün gelir dışarı bakarsınız birileri kısa kollu dolaşır ama bazıları da montlarını çıkarmammıştır ya. işte ikilemdesiniz belki ilkbaharda ki gibi. kış mı geldi yoksa hayatınıza? yağmur kar şimşek fırtına… ama bilir misiniz?” insan yağmuru sevmeyebilir, sevmeye mecbur değil elbet,ama ne olursa olsun gökyüzünden gelene sövmemek gerekir çünkü hiçbir şey öyle kendi kendine düşmez yukarıdan ve yağan her nimetin de musibetin de ardında Allah vardır. sövdün mü semadan yağana, onu gönderene sövmek kadar büyüktür günahı” demiş elif şafak baba ve piç’te.. her ne mevsimdeyse hayatımız hepsi Allahtan. yaz geldiğinde şükretmesini bilen bizler teşekkür eden bizler Rabbimize, kış geldiğinde işler ters gittiğinde de şüküretmeyi bilmeliyiz değil mi? Rabbim belki bizlerden memnun değil. ve kafamıza bişilerin “dankkk” etmesini istediği için kış getiriyor hayatımıza. gene gene gene doğru yolu bulabilmemiz için. Rabbim şartları getiriyor bizlerde gene onun verdiiği akılla seçimler yapmamızı istiyor. bu kadar işte.. kış mı geldi.. geçecek.. gene yaz olması bizim elimizde. herzaman dediğim gibi. iyiyimdiyoruz ve iyi oluyoruz. mutluyum biliyomusun diyoruz mutlu oluyoruz. çünkü beynimiz okadar aptal ki ne desek inanıyo. ne versen yiyo :P(tüm yazıyı bu kelime ile mahvettim ya.bi ciddi ol be mer:p)herşey elimizde.. gitmek de kalmak da. her ne şey zorsa zorlaştıran da gene bizleriz. aramızdaki deniz değilaramızdaki uçurum değilaramızdaki zaman değilaramızdaki yalnızca ikimiziz.. yazıyor son aldığım okumaya başlamadığım kitabın arka kapağında. ön kapağında iki göz. gözlerde bekleyiş var. “lüften” demiş de bekliyor sanki neler olacağını.
son olarak gene elif şafak ın sözüyle bitirelim “gökten kafana ne yağarsa yağsın asla küfretmeyeceksin. buna yağmur da dahil”

Temmuz 31, 2006

Posted in eski 5:11 pm tarafından mer

Kaçtım kendime saklandım her küstüğümde
Vazgeçtim aynalardan vakitsiz uykularda
İnsan kendine rağman yaşamayı bilmeli bazen

bugün koşarkene film izledim. eski türk filmi. başrol oyuncusu en sevdiğim türk filmi artistidir. filmin adı küçük hanımefendi. ve başrollerde belgin doruk ve ayhan ışık. öyle şekerdi ki. konuşmaları mektuplaşmaları. kuçuk hanım kuçuk hanım diye dadısı geldi ve mektubu verdi. kucuk hanım heyecanla kalbine koydu ve koşarak odasına gidip yatağına attı kendini. attığında bi bacağı havadaydı. sonra üzücü mektubu okurken inmeye başladı bacağı. çok komikti. neyse işte. sevdim ben siz de izleyim nostalji yapın falan..

şimdi sırada istekler ;

*neden beğenmedim seni hadi şöyle ol deriz ki değil mi a dostlar. ım arkadaşım x senin şu huyun iyi değil bak. sen değiştir ona göre arkadaş olalım. bu mümkün müdür? hayatın özü denge midir mesela? herkes birbiriyle denk mi olmalıdır ki arkdaş sevgili eş vb. olsunlar? nedendir istenir bu bilmiyrum. ama sanırım hepimizin başına gelen şeyler bunlar. belki de bazen istediğimiz şeyler. hani arkadaşımızı da kendimiz gibi bilmek isteyebiliyoruz. ama bilmiyoruz ki o odur ben ben sen sen. illa denge kurucam diye uğraşmak lazım. bazen zıtlıklarla öyle güzel anlaşılır ki. insan olmayı da bilmeli sanırım bazen…
*sac ; ben ankaradaki abime tekirdağdaki teyzeme slm söylüyorum

Kim demiş aşıklar hep mutlu olur diye
Hesapsız seveceksin, canın ağzına gelsede
Vururken yalnızlık yüzüne
Sen pay edersin gönlünü onlarca hüzüne

birde burdan beni okuduğu haberini aldığım börni’ye selamlar gönderiyorum. en kısa zamanda gelicem :P

Temmuz 30, 2006

Posted in eski 4:16 pm tarafından mer

otobüste gördüm.:p çok şeker bir çocuk değil mi? yaramazlık gözlerinden okunuyor. ama olsundu. böyle bi çocuk olsundu ama yaramaz olsundu. ay bunu görsen yersin. tabi çekiminde güzelliği daha tatlı etmiş çocuğu. hele ben bi prof. fotoğrafçı olayım da yeğenim ömeri çekeyim en karizmatiğinden.

Temmuz 25, 2006

Posted in eski 6:20 pm tarafından mer

salata yemek güzel şey. şimdi 5 gündür akşam yemeğim olan salatanın tarifini vereceğim sizlere. :p
öncelikle göbek salatayı doğruyorsunuz elinizle olması tercihtir. amacımız vitaminin gitmemesi falan. devamında domatesleri alıyorsunuz küpküp şekilde kesiyorsunuz birgüzel. sonra salata kabına boca ediyorsunuz hepsini. devamında içine zeytin,peynir,salatalık,biber diyette değilseniz ceviz,kuru kayısı falan filan koyacaksınız. sos olarak ben elma sirkesi ekliyorum sadece. siz salata sosu olarak herşeyi kullanabilirsiniz. mayonez falan.. işte akşam yemeğimiz. bu kadar..
nerden esti de salatadan bahsettim ben. çünkü biraz önce (ki yazmak da zorlanıyorum) parmağımı kestim. tam da kırmızı domatesleri küp küp doğrarken kesiverdi bıcak parmağımı. ve domatesin rengi pembe kaldı kanımın yanında :p şimdi gerçekten düşünüyorm kanlı bi domates mi oldu diye? ama sanırım ben hemen bastırabildim üzerine. ve ananemden son inci;
_ a kızım ben de ne güzel şarkı söyleyerek doğruyorsun öle. hep böyle ol diyecektim. nazarım değdi dedi.
_teşekkürler ananee..
(asıl kesişimin nedeni aklıma geldi de.. bi şarkı çıktı televizyonda. evet ben de eşlik ediyordum. ve bu şarkıyı kimin bana gönderdiği, neler ifade ettiği falan gelmişti ki aklıma. evet acımadım.kestim…)

he evet benim böyle kitlelere şarkılar söyleyesim var biliyor musun? hele bugün koşarken çıkan şarkı bana süper bir ritim verdi. dımtısı öyle güzel ki. hemen aktarıyım.. mana itibariyle kötü sayılmaz :p

içime attım ne varsa
çalıştım herkesi
Aşkı da sevdim kavgayı da
Anlatamadım ki

Hiç korkmadım çelişkiden
Onaylanmadan ilişkiden
Ne çoğaldım övgüden
Ne azaldım yergiden

Kendimi sakladım görmeyi bilenlere
Vitrinime değil iklimime gelenlere
Deliyim aslında Allah’ına kadar deliyim
Kalbimi vereceğim aslımı görenlere

ayh falan işte…

buarada ben şaka maka yazar oldum ya biliyosunuz mu? ehe.. süperim ya :p

Temmuz 24, 2006

Posted in eski 6:12 pm tarafından mer

MeRVe*’s flickr score: 2934

ya ya böyleymiş. :p vişne gösterdi burayı. pek farklı birşey yok. öylesine işte score vermiş nedense. bugünlerde böyle flickrdan gidesim falan var. hiç makinayı elime almıyorum. ama almamanın yanında fotoğrafçılık kursları araştırıyorum. ve tabii ki bir makina. ki çünkü zayıflıyorum. ki ne alaka dersiniz. bir ben bilirim bir de Allah :) ayh neyse… dediğim gibi kursa gitmek eğitim almak istiyorum feci halde. he birde fransızca kursu planım vardı. tam kendimi yapabileceğime inandırırken televizyonda trt3 mü ne fransızca öğreten bir program çıktı karşıma. dedim bi ön bilgi falan olsun. aman Allahım.. kusucaktım… halbuki narin bi dil..
yoksa nakış, biçki dikiş kurslarına mı gitsem yahu.. :) sonrada bir elişi blogu açtım mı.. değmeyin keyfime. yatakörtüleri mi dersiniz.. danteller mi dersiniz.. çeşitli çantalar falan.. tabii ki yemek de eksik olmazdı. ne iyi olurdu. :p tam tipik ev kızı blogu yaparım. süper olur. belki başka bloglardan beni isteyenler bile çıkar. ha neden olmasın? :p
_yeşilmavi.blogspot kızımızı …….blogspot oğlumuza istiyoruz.
_şey sırf yazı yazmak için mi? :p
(gerçi sırf blogspot olarak ayırmamak lazım. belki bi org belki de blogcu:p)
_kızımız kendi bilir…

ve kızla oğlan buluşur ve sorular..
_ ıı kaç yıldır blogunuz var
_ ıı kimler de linkiniz var?
_ ahaha nahnu da linkiniz yok mu?cıks..
_ ben bi com.tr adres isterim..
….
neyse canım tipik ev kızı olmak kötü birşey deildir. takdirle izliyoruz.. olmak için çaba? pek kabiliyetim yok dantel işlere.. entellik? hiç bana göre değil. biri yemek mi dedi? he evet 3 kilo verdim:)
aslında çok aşırıya kaçmadan başlamıştık zamanında. hani en kolayından. boncuklardan. devam edemedim nedense. malzemeler duruyor arada bi arkadaş neyin için geçiyorum başına. (ah biliyorum bet sana hala yapmadım:))

Posted in eski 1:17 pm tarafından mer

Sürüklenip gidiyorum, rüzgarının tam önünde,
Bir batıp bir çıkıyorum, ihtimaller denizinde.

Neredeyim bilmiyorum, her taraf sisler içinde,
Ateşim yok yanıyorum, ihtimaller denizinde

Üsküdar'dan ve çaydan vazgeçemeyenler için...

söylemiş miydim ben çayı çok seviyorum. sıcak ama neden hararetini alıyor insanın anlamıyorum. en güzel çayın şekersiz olduğunu biliyoruz hepimiz değil mi? yoksa şekerli mi içiyosunuz. (gel bet hor görelim :p) gel seninle bi çay içelim dese biri size. çay içmekse amaç sadece , iyi bir içici olmalı. siz 5-6 bardak içerken o 1 taneyi zor içiyorsa içtiğinizden haz alamazsınız. demek ki çay içmek beraberce olunca güzelmiş. tek başına çay içmek bile kötüymüş. müş mü? müş.
türk kahvesi mi dedi biri. yok falıma bakacaksanız alayım… :p

*

anneannem beni dövdü :) neden mi? leblebi, çerez vermediğim için. :) ama tuzlu yememesi gerekiyor. bi anlasa.. inşalh yaşlanınca şeker hastası falan olmam. ve torunların benden pastaları kaçırmazlar.. hey torunlarım burayı okuyabildiyseniz. lütfeeen :p

*

Temmuz 23, 2006

Posted in eski 2:20 pm tarafından mer

amacım yok
yaşamak buysa
elimi tut
uçarım yoksa
yüzüme bak
ve sus benle
son defa…

lipton aysti layt şeftalimi içerekten nette dolanmaktayım. pencereden yastığıma gelen güneş ortalığı yakıp kavuruyor. kış olsa da diyorum o sıcacık yastığa yatsam. ama sonra hatırlıyorum ki hep soğuk yastık severim ben. ısınan tarafını dakka da bi değiştirenlerdenim ben. demek ki sadece kışın gelmesini istiyorum. neden mi? bir sıkılıyorum iki artık bi düzene ihtiyacım var. yani ki sıkılıyorum. etraftan da sıkılıyorum hep aynı olmasından. birde olaylardan sıkılıyorum. gene başıma gelenlerden sıkılıyorum. güçsüzlükten sıkılıyorum. korkmaktan sıkılıyorum. sıkılıyorum da sıkılıyorum.. annem bu yazıyı okusa. kız kısmı sıkılıyorum demez. evlenmek istediğini söylemektir derdi. ama annem okumayacağına göre rahat rahat yazabiliriz. neyse işte. sıkıldım biraz hareket biraz heyecan istiyorum. ayh yok pardn hareket istiyorum derken 5 km koşmak değil…
sanırım 1.500 kilo vermiş bulunmaktayım bugün itibariyle. e 5 kilo vermek için 1buçuk verilmli önce değil mi?

*

zü arkadaşımız blogu kapatmasın diye bi kampanya başlatıyorum efendiler. herkes bi ısrar etsin bakalım. kimin ısrarı kiminin duası kiminin de sevgisiyle geri dönmeli. :p

*

şapka+enkirlisindensakal+gülüş+dişler= daha ne olsun.. olmasın tabii ki de :p

Temmuz 22, 2006

Posted in eski 7:11 pm tarafından mer

benim narin narin narin yarim
suyaa düştü hayaliiim
nolcak şimdi halim..
benim narin narin yariiim..

diye eski emrah şarkılarından birini söyleyerek başlıyorum yazıma. neden mi? bugünlerde emrah gibin dolaşıyorum da ondan. kaşlarım aynı durumda. böle etrafıma aç aç bakıyorum. ki çünkü açım. yediklerimi yazmıyorum çünkü hemen bi bağış kampanyası başlatabilirsiniz. hele birazdan koşmam gerektiği aklıma geliyor ya… hof anacım nerdesin :P

*

meli malı ile konuşayı seviyorum ben ya. anneannem inanmazsınz. sadece miş mış li konuşuyor. ve mışlara öyle bi vurgu yapıyor ki sadece mış dediğini aklımızda kalıyor.
_ bu ilaç karnı acıktırımışş
_ maydonaz çok faydalıymışş
_ böyle yapmak çok günahmışş
_ mışmış mışmış

hele tam kitap okumaya çalışırken uykulu bi vaziyette. mervi sen yasini biliyomsun ezbere.
he anneanne. ozaman oku da takip edeyim. yok anneanne kitap okuyorum. ozaman ben okuyayım ezbere sen dinle, bul yanlışımı. yasiiin…velkuranilhakiiiim… ve mer uyur.

*

he bu arada.. seni seviyim bet.. iletilerine msncek hastayız :)

Önceki sayfa · Sonraki sayfa